Meryem - 19:29
(Tanıklık için) Onu gösterdi. "Nasıl olur da beşikteki bir çocukla konuşuruz," dediler.
Meryem'in doğumu, İsa as'a gebe kalması ve doğurması:
Ali İmran/3:33
Allah Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini halkların arasından (elçi olarak) seçti.
اِنَّ اللّٰهَ اصْطَفٰٓى اٰدَمَ وَنُوحاً وَاٰلَ اِبْرٰه۪يمَ وَاٰلَ عِمْرٰنَ عَلَى الْعَالَم۪ينَۙ
Ali İmran/3:34
Birbirlerinin soyundan olarak... Allah İşitir, Bilir.
ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌۚ
Ali İmran/3:35
İmran'ın karısı demişti ki: "Rabbim, karnımdaki (bebeği) tamamıyla sana adadım, adağımı kabul buyur. Sen İşitensin, Bilensin."
اِذْ قَالَتِ امْرَاَتُ عِمْرٰنَ رَبِّ اِنّ۪ي نَذَرْتُ لَكَ مَا ف۪ي بَطْن۪ي مُحَرَّراً فَتَقَبَّلْ مِنّ۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ
Ali İmran/3:36
Onu doğurunca, "Rabbim, onu kız doğurdum," dedi .Allah onun ne doğuracağını biliyordu "Erkek kız gibi değil. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan koruman için sana yalvarırım."
فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ اِنّ۪ي وَضَعْتُهَٓا اُنْثٰىۜ وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْۜ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالْاُنْثٰىۚ وَاِنّ۪ي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وَاِنّ۪ٓي اُع۪يذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ
Ali İmran/3:37
Rabbi, adağını güzel bir şekilde kabul etti ve onu Zekeriya'nın himayesinde güzel bir çiçek gibi yetiştirdi. Zekeriya, tapınakta onun yanına her girişinde yanında yiyecekler bulurdu. "Meryem, bunlar sana nereden geliyor," diye sorduğunda, "Bu, Allah katındandır. Allah dilediğini hesapsız rızık verir," derdi.
فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَاَنْبَتَهَا نَبَاتاً حَسَناًۙ وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّاۜ كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَۙ وَجَدَ عِنْدَهَا رِزْقاًۚ قَالَ يَا مَرْيَمُ اَنّٰى لَكِ هٰذَاۜ قَالَتْ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Ali İmran/3:42
Melekler şöyle demişti: "Meryem, Allah seni seçip arındırdı; seni tüm kadınların üzerine seçti.
وَاِذْ قَالَتِ الْمَلٰٓئِكَةُ يَا مَرْيَمُ اِنَّ اللّٰهَ اصْطَفٰيكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفٰيكِ عَلٰى نِسَٓاءِ الْعَالَم۪ينَ
Ali İmran/3:43
"Meryem, Rabbine teslim ol, secdeye kapan, eğilenlerle birlikte eğil."
يَا مَرْيَمُ اقْنُت۪ي لِرَبِّكِ وَاسْجُد۪ي وَارْكَع۪ي مَعَ الرَّاكِع۪ينَ
Ali İmran/3:44
Bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem'e hangisi kefil olacak diye kura çekerlerken sen onların yanında değildin; çekiştikleri zaman da sen onların yanında değildin.
ذٰلِكَ مِنْ اَنْـبَٓاءِ الْغَيْبِ نُوح۪يهِ اِلَيْكَۜ وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ اِذْ يُلْقُونَ اَقْلَامَهُمْ اَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَۖ وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ اِذْ يَخْتَصِمُونَ
Ali İmran/3:45
Melekler demişti ki: "Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile müjdeliyor. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünyada da ahirette de önderlerdendir ve (Tanrı'ya) yakın olanlardandır.
اِذْ قَالَتِ الْمَلٰٓئِكَةُ يَا مَرْيَمُ اِنَّ اللّٰهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِنْهُۗ اِسْمُهُ الْمَس۪يحُ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ وَج۪يهاً فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَمِنَ الْمُقَرَّب۪ينَۙ
Ali İmran/3:46
"Beşikteyken de büyüyünce de insanlarla konuşacak ve iyilerden olacak."
وَيُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً وَمِنَ الصَّالِح۪ينَ
Ali İmran/3:47
(Meryem), "Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken nasıl olur da çocuğum olur," deyince, şöyle cevap verdi: "Allah dilediğini böyle yaratır. Herhangi bir şeyin olmasını dilediği an ona 'Ol' der ve o şey oluverir.
قَالَتْ رَبِّ اَنّٰى يَكُونُ ل۪ي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْن۪ي بَشَرٌۜ قَالَ كَذٰلِكِ اللّٰهُ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ اِذَا قَضٰٓى اَمْراً فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Meryem/19:16
Kitapta Meryem'i de an. Ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَۢ اِذِ انْتَبَذَتْ مِنْ اَهْلِهَا مَكَاناً شَرْقِياًّۙ
Meryem/19:17
Kendisiyle onlar arasına bir perde çekmişti. Bu durumda ona Ruhumuzu gönderdik ve önünde mükemmel bir insan olarak biçimlendi.
فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَاباً فَاَرْسَلْـنَٓا اِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَراً سَوِياًّ
Meryem/19:18
"Senden Rahman'a sığınırım," dedi, "Erdemliysen. . ."
قَالَتْ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِالرَّحْمٰنِ مِنْكَ اِنْ كُنْتَ تَقِياًّ
Meryem/19:19
(Melek:) "Ben, sana tertemiz bir erkek çocuğu vermek için görevlendirilmiş Rabbinin bir elçisiyim," dedi.
قَالَ اِنَّـمَٓا اَنَا۬ رَسُولُ رَبِّكِۗ لِاَهَبَ لَكِ غُلَاماً زَكِياًّ
Meryem/19:20
"Bana hiç bir insan eli değmemiş ve ben iffetsizlik etmemişken nasıl olur da bir oğlum olur," dedi.
قَالَتْ اَنّٰى يَكُونُ ل۪ي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْن۪ي بَشَرٌ وَلَمْ اَكُ بَغِياًّ
Meryem/19:21
"Öyledir," dedi, "Rabbin, 'O iş bana kolaydır. Onu halk için bir işaret ve bizden bir rahmet kılacağız. Bu, artık kararlaştırılmış bir iştir' diyor."
قَالَ كَذٰلِكِۚ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌۚ وَلِنَجْعَلَـهُٓ اٰيَةً لِلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِنَّاۚ وَكَانَ اَمْراً مَقْضِياًّ
Meryem/19:22
Ona gebe kalınca onunla uzak bir bölgeye çekildi.
فَحَمَلَتْهُ فَانْتَبَذَتْ بِه۪ مَكَاناً قَصِياًّ
Meryem/19:23
Doğum sancısı onu bir hurma dalına kadar sürükledi. "Keşke bundan önce ölseydim, unutulsaydım," dedi.
فَاَجَٓاءَهَا الْمَخَاضُ اِلٰى جِذْعِ النَّخْلَةِۚ قَالَتْ يَا لَيْتَن۪ي مِتُّ قَبْلَ هٰذَا وَكُنْتُ نَسْياً مَنْسِياًّ
Meryem/19:24
"Üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı hazırlamıştır," diye (ağacın) altından kendisine seslendi.
فَنَادٰيهَا مِنْ تَحْتِهَٓا اَلَّا تَحْزَن۪ي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِياًّ
Meryem/19:25
"Hurmanın dalını kendine doğru silkele, üzerine olgun hurmalar dökülsün."
وَهُزّ۪ٓي اِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَباً جَنِياًّۘ
Meryem/19:26
"Ye, iç ve gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görürsen, 'Ben Rahman için oruç tutmaya karar verdim. Bugün hiç bir insanla konuşmayacağım' de."
فَكُل۪ي وَاشْرَب۪ي وَقَرّ۪ي عَيْناًۚ فَاِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ اَحَداًۙ فَقُول۪ٓي اِنّ۪ي نَذَرْتُ لِلرَّحْمٰنِ صَوْماً فَلَنْ اُكَلِّمَ الْيَوْمَ اِنْسِياًّۚ
Meryem/19:27
Onu alıp halkına getirdi. "Meryem, sen şaşılacak bir şey işledin!," dediler.
فَاَتَتْ بِه۪ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُۜ قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْـٔاً فَرِياًّ
Meryem/19:28
"Ey Harun'un kız kardeşi, baban kötü bir adam değildi. Annen de iffetsiz değildi."
يَٓا اُخْتَ هٰرُونَ مَا كَانَ اَبُوكِ امْرَاَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ اُمُّكِ بَغِياًّۚ
Meryem/19:29
(Tanıklık için) Onu gösterdi. "Nasıl olur da beşikteki bir çocukla konuşuruz," dediler.
فَاَشَارَتْ اِلَيْهِ۠ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَنْ كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِياًّ
Meryem/19:30
(İsa) "Ben Allah'ın bir kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber kıldı," dedi.
قَالَ اِنّ۪ي عَبْدُ اللّٰهِ۠ اٰتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَن۪ي نَبِياًّۙ
Meryem/19:31
"Nerede bulunursam bulunayım beni kutlu kıldı. Yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı ve "
وَجَعَلَن۪ي مُبَارَكاً اَيْنَ مَا كُنْتُۖ وَاَوْصَان۪ي بِالصَّلٰوةِ وَالزَّكٰوةِ مَا دُمْتُ حَياًّۖ
Meryem/19:32
"anneme karşı iyi huylu olmamı emretti. Beni baş kaldıran bir zorba yapmadı."
وَبَراًّ بِوَالِدَت۪يۘ وَلَمْ يَجْعَلْن۪ي جَبَّاراً شَقِياًّ
Meryem/19:33
"Doğduğum gün, öldüğüm gün ve diri olarak kaldırılacağım gün bana selam olsun."
وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدْتُ وَيَوْمَ اَمُوتُ وَيَوْمَ اُبْعَثُ حَياًّ
Meryem/19:34
İşte, Meryem oğlu İsa böyleydi. Hakkında kuşkuya düştükleri konunun gerçeği budur.
ذٰلِكَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَۚ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذ۪ي ف۪يهِ يَمْتَرُونَ