Yasin - 36:18
Dediler ki, "Sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer son vermezseniz sizi taşlarız ve bizden size acı bir ceza dokunacaktır."
13, 14...29 ayetleri bağlamında; elçilerini uğursuzlukla suçlayan ve bir patlama ile yok edilen kent: "Semud"
Neml/27:45
Semud'a kardeşleri Salih'i, "Allah'a kulluk edin," desin diye gönderdik. Bunun üzerine, çekişen iki gruba ayrıldılar.
وَلَقَدْ اَرْسَلْـنَٓا اِلٰى ثَمُودَ اَخَـاهُمْ صَـالِحاً اَنِ اعْبُـدُوا اللّٰهَ فَاِذَا هُمْ فَر۪يقَانِ يَخْتَصِمُونَ
Neml/27:46
"Halkım," dedi, "neden iyilik yerine kötülükte acele ediyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez miydi?"
قَالَ يَا قَوْمِ لِمَ تَسْتَعْجِلُونَ بِالسَّيِّئَةِ قَبْلَ الْحَسَنَةِۚ لَوْلَا تَسْتَغْفِرُونَ اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Neml/27:47
Dediler ki, "Sen ve beraberindekiler bize uğursuzluk getirdiniz." Dedi ki, "Sizin uğursuzluğunuz Allah'tan gelmektedir. Doğrusu siz sınava sokulan bir toplumsunuz."
قَالُوا اطَّيَّرْنَا بِكَ وَبِمَنْ مَعَكَۜ قَالَ طَٓائِرُكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ تُفْتَنُونَ
Kamer/54:24
Dediler ki, "Bizden bir insana mı uyalım? O zaman biz sapar ve cehenneme gireriz."
فَقَالُٓوا اَبَشَراً مِنَّا وَاحِداً نَتَّبِعُهُٓۙ اِنَّٓا اِذاً لَف۪ي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ
Kamer/54:25
"Mesaj aramızdan ona mı verildi? O, yalancı küstahın biridir."
ءَاُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِنْ بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ اَشِرٌ
Kamer/54:26
Yalancı küstahın kim olduğunu yarın öğreneceklerdir.
سَيَعْلَمُونَ غَداً مَنِ الْـكَذَّابُ الْاَشِرُ
Kamer/54:27
Deveyi bir sınav olarak göndereceğiz. Onları gözetle, sabırlı ol.
اِنَّا مُرْسِلُوا النَّاقَةِ فِتْنَةً لَهُمْ فَارْتَقِبْهُمْ وَاصْطَبِرْۘ
Kamer/54:28
Onlara, suyun (deveyle) aralarında paylaşılacağını bildir. Her içim sırayla sunulacaktır.
وَنَبِّئْهُمْ اَنَّ الْمَٓاءَ قِسْمَةٌ بَيْنَهُمْۚ كُلُّ شِرْبٍ مُحْتَضَرٌ
Kamer/54:29
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.
فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطٰى فَعَقَرَ
Kamer/54:31
Üzerlerine bir tek patlama gönderdik ve onlar ağılcının topladığı saman yığınına döndüler.
اِنَّٓا اَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَـكَانُوا كَـهَش۪يمِ الْمُحْتَظِرِ