Cin - 72:13 "Biz, yol gösteren (Kuran)ı işitir işitmez ona inandık. Rabbine inanan hiçbir haksızlığa ve sıkıntıya uğramaz."
İnsanlar gibi Cinler de Allah'a kul olmakla sorumlu topluluklardır, sorguya çekileceklerdir:
Zariyat/51:56 Cinleri ve insanları ancak bana kulluk/hizmet etmeleri için yarattım.
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ

Rahman/55:31 Ey sorumlu iki topluluk, sizi elbette sorguya çekeceğiz.
سَنَفْرُغُ لَكُمْ اَيُّهَ الثَّقَلَانِۚ
Rahman/55:33 Ey insanlar ve cinler topluluğu, göklerin ve yerin sınırlarını aşmaya gücünüz yetiyorsa, aşıp geçin. Bir yetkiye sahip olmadan geçemezsiniz.
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ

Ahkaf/46:18 Bu gibiler, gelip geçmiş cin ve insan toplumları arasında azap sözünü haketmiş kimselerdir. Onlar kaybedenlerdir.
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۜ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ

Saffat/37:158 Hatta O'nunla cinler arasında bir akrabalık uydurdular. Halbuki cinler sorguya çekileceklerini bilirler.
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَباًۜ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ اِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ

Enam/6:130 Ey cinler ve insanlar topluluğu, size, ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşmanız konusunda sizi uyaran sizden elçiler gelmedi mi? "Kendimize karşı tanığız," dediler. Dünya hayatı onları aldattı ve inkarcı olduklarına dair kendi kendilerine karşı tanıklık ettiler.
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ اٰيَات۪ي وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَاۜ قَالُوا شَهِدْنَا عَلٰٓى اَنْفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا كَافِر۪ينَ

Meryem/19:68 Rabbine and olsun, onları ve şeytanları toplayacağız. Sonra onları cehennemin çevresine getireceğiz. Diz çökmüş halde...
فَوَرَبِّكَ لَنَحْشُرَنَّهُمْ وَالشَّيَاط۪ينَ ثُمَّ لَنُحْضِرَنَّهُمْ حَوْلَ جَهَنَّمَ جِثِياًّۚ
Meryem/19:69 Sonra her gruptan, Rahman'a karşı azgınlıkta ileri gidenleri ayıklayacağız.
ثُمَّ لَنَنْزِعَنَّ مِنْ كُلِّ ش۪يعَةٍ اَيُّهُمْ اَشَدُّ عَلَى الرَّحْمٰنِ عِتِياًّۚ
Meryem/19:70 Orada yanmayı en çok kimin hak ettiğini elbette biz gayet iyi biliriz.
ثُمَّ لَنَحْنُ اَعْلَمُ بِالَّذ۪ينَ هُمْ اَوْلٰى بِهَا صِلِياًّ
Meryem/19:71 İçinizden oraya gelmeyecek yoktur; bu, Rabbinin gerçekleştireceği kesin bir karardır.
وَاِنْ مِنْكُمْ اِلَّا وَارِدُهَاۚ كَانَ عَلٰى رَبِّكَ حَتْماً مَقْضِياًّۚ
Meryem/19:72 Sonra, erdemlileri kurtaracağız. Zalimleri ise orada diz üstü bırakacağız.
ثُمَّ نُنَجِّي الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَنَذَرُ الظَّالِم۪ينَ ف۪يهَا جِثِياًّ

Araf/7:179 İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkum ettik. Kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler. Onlar, çiftlik hayvanları gibidir, hatta daha da kötü... Ve onlar, olup bitenden habersizdirler.
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يراً مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

Cin/72:1 De ki, "Bana vahyedildiğine göre, cinlerden bir grup dinlediler ve şöyle dediler:" "Biz ilginç bir Kuran işittik."
قُلْ اُو۫حِيَ اِلَيَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ فَقَالُٓوا اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰناً عَجَباًۙ
Cin/72:2 "O doğruya iletiyor ve biz ona inandık; bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız."
يَهْد۪ٓي اِلَى الرُّشْدِ فَاٰمَنَّا بِه۪ۜ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَٓا اَحَداًۙ
Cin/72:3 "Rabbimiz çok yücedir. O ne bir eş ne de bir çocuk edinmemiştir. "
وَاَنَّهُ تَعَالٰى جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَداًۙ
Cin/72:4 "Allah hakkında saçma şeyler söyleyip duran bizim o beyinsizdi."
وَاَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَف۪يهُنَا عَلَى اللّٰهِ شَطَطاًۙ
Cin/72:5 "İnsanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uyduramıyacaklarını sanmıştık."
وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ تَقُولَ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللّٰهِ كَذِباًۙ
Cin/72:6 "Ne var ki bazı insanlar, bazı cinlere sığınırlardı ve bu da onların azgınlıklarını arttırırdı."
وَاَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْاِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقاًۙ
Cin/72:7 "Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç bir kimseyi göndermeyeceğini sanıyorlardı."
وَاَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنْتُمْ اَنْ لَنْ يَبْعَثَ اللّٰهُ اَحَداًۙ
Cin/72:8 "Biz göğe dokunduk ve onu güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla korunmuş bulduk."
وَاَنَّا لَمَسْنَا السَّمَٓاءَ فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَساً شَد۪يداً وَشُهُباًۙ
Cin/72:9 "Biz orada casusluk için otururduk. Ancak şimdi her kim dinlemek isterse kendisini gözleyen bir ateş topu bulur."
وَاَنَّا كُنَّا نَقْعُدُ مِنْهَا مَقَاعِدَ لِلسَّمْعِۜ فَمَنْ يَسْتَمِعِ الْاٰنَ يَجِدْ لَهُ شِهَاباً رَصَداًۙ
Cin/72:10 "Yerdekiler için bir kötülük mü planlanmıştır, yoksa Rab'leri onlar için bir iyilik mi dilemiştir, bilmiyoruz."
وَاَنَّا لَا نَدْر۪ٓي اَشَرٌّ اُر۪يدَ بِمَنْ فِي الْاَرْضِ اَمْ اَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَداًۙ
Cin/72:11 "Aramızda erdemliler de var, bunun aşağısında olanlar da var; biz çeşitli tarikatlara (yollara) ayrıldık."
وَاَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذٰلِكَۜ كُنَّا طَرَٓائِقَ قِدَداًۙ
Cin/72:12 "Biz, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakamıyacağımızı, kaçmakla da O'nu atlatamıyacağımızı anladık."
وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ نُعْجِزَ اللّٰهَ فِي الْاَرْضِ وَلَنْ نُعْجِزَهُ هَرَباًۙ
Cin/72:13 "Biz, yol gösteren (Kuran)ı işitir işitmez ona inandık. Rabbine inanan hiçbir haksızlığa ve sıkıntıya uğramaz."
وَاَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدٰٓى اٰمَنَّا بِه۪ۜ فَمَنْ يُؤْمِنْ بِرَبِّه۪ فَلَا يَخَافُ بَخْساً وَلَا رَهَقاًۙ
Cin/72:14 "Aramızdan müslümanlar da var uzlaşmacılar da vardır." Kim teslim olursa, işte gerçeği araştıranlar onlardır.
وَاَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَۜ فَمَنْ اَسْلَمَ فَاُو۬لٰٓئِكَ تَحَرَّوْا رَشَداً
Cin/72:15 Uzlaşmacılara gelince, cehenneme odun olmuşlardır.
وَاَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَباًۙ
Cin/72:16 Doğru yola girselerdi onlara bol su verirdik.
وَاَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّر۪يقَةِ لَاَسْقَيْنَاهُمْ مَٓاءً غَدَقاًۙ