Araf - 7:37 Allah'a yalan iftira edenden veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onların kitapta anlatılan payları kendilerine erişecektir. Elçilerimiz kendilerine gelip canlarını alırken: "Allah'ın dışında kulluk/hizmet ettikleriniz nerede," dediklerinde, "Bizi terk ettiler," derler. İnkarcı olduklarına dair kendi aleyhlerinde tanıklık ederler.
Melekler nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken:
Nisa/4:97 Kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken melekler: "Ne halde idiniz," derler. "Bizler yeryüzünde ezilmiş kimselerdik," diye cevap verirler. "Allah'ın yeri geniş değil miydi ki oralara göç edeydiniz," derler. Onların yeri cehennem. O ne kötü bir dönüş noktası.
اِنَّ الَّذ۪ينَ تَوَفّٰيهُمُ الْمَلٰٓئِكَةُ ظَالِم۪ٓي اَنْفُسِهِمْ قَالُوا ف۪يمَ كُنْتُمْۜ قَالُوا كُنَّا مُسْتَضْعَف۪ينَ فِي الْاَرْضِۜ قَالُٓوا اَلَمْ تَكُنْ اَرْضُ اللّٰهِ وَاسِعَةً فَتُهَاجِرُوا ف۪يهَاۜ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَأْوٰيهُمْ جَهَنَّمُۜ وَسَٓاءَتْ مَص۪يراًۙ

Araf/7:37 Allah'a yalan iftira edenden veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onların kitapta anlatılan payları kendilerine erişecektir. Elçilerimiz kendilerine gelip canlarını alırken: "Allah'ın dışında kulluk/hizmet ettikleriniz nerede," dediklerinde, "Bizi terk ettiler," derler. İnkarcı olduklarına dair kendi aleyhlerinde tanıklık ederler.
فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اُو۬لٰٓئِكَ يَنَالُهُمْ نَص۪يبُهُمْ مِنَ الْكِتَابِۜ حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْۙ قَالُٓوا اَيْنَ مَا كُنْتُمْ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا وَشَهِدُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا كَافِر۪ينَ

Nahl/16:28 Onlar ki, nefislerine zulmedip dururlarken melekler canlarını alır. Sonunda teslim olup "Biz herhangi bir kötülük yapmıyorduk," derler. Hayır, Allah sizin yaptıklarınızı iyi bilir.
اَلَّذ۪ينَ تَتَوَفّٰيهُمُ الْمَلٰٓئِكَةُ ظَالِم۪ٓي اَنْفُسِهِمْۖ فَاَلْقَوُا السَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِنْ سُٓوءٍۜ بَلٰٓى اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

Muhammed/47:27 Melekler canlarını alırken nasıl da (pişmanlık içinde) yüzlerine ve sırtlarına vururlar?
فَكَيْفَ اِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَاَدْبَارَهُمْ