بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
4:81 "Tamam, itaat ediyoruz," derler. Ancak senin yanından çıktıklarında onlardan birtakımı, söylemiş olduklarının tersini kuruyor. Allah onların planlayıp kurdukları şeyleri kaydediyor. Onlara aldırma; Allah'a güven. Destekleyici olarak Allah yeter.
4:82 Kuran'ı incelemiyorlar mı? Allah'tan başkasının olsaydı onda birçok çelişki bulacaklardı.
4:83 Onlara güvenlik ve tehlikeyle ilgili bir söylenti ulaşsa onu yayarlar. Durumu elçiye ve aralarındaki yetkililere iletselerdi uzmanları onu değerlendirirdi. Size Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç şeytana uyacaktınız.
4:84 Allah yolunda savaşmalısın. Sen ancak kendinden sorumlusun. İnananları da aynı şeye özendir ki Allah kafirlerin gücünü etkisiz hale getirsin. Allah'ın gücü daha şiddetli, cezası daha çetindir.
4:85 Kim bir iyiliğe aracılık ederse kendisi için ondan bir kredi var. Kim bir kötülüğe aracılık ederse, kendisi için ondan bir pay var. Allah her şeyi kontrol eder.
4:86 Herhangi bir selam ile selamlandığınız zaman daha güzeliyle veya aynen iade ederek selamı alın. Kuşkusuz Allah her şeyi hesaba katar.
4:87 Allah: O'ndan başka tanrı yoktur. Gerçekleşmesi mutlak olan diriliş gününde sizleri bir araya toplayacaktır. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
4:88 Size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? İşlediklerinden ötürü Allah onları baş aşağı çevirdi. Allah'ın saptırdığını siz mi doğru yola ulaştırmak istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimseye sen hiçbir yol bulamazsın.
4:89 Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla bir olasınız. Allah yolunda harekete geçinceye kadar onlardan kimseyi dost edinmeyin. Size karşı dönerlerse onları yakalayın, onları bulduğunuz yerde öldürün. Onları ne dost ne de yardımcı edinmeyin;
4:90 Ancak aranızda anlaşma bulunan bir topluluğa katılan, yahut sizinle veya kendi halkıyla savaşmaktan dolayı göğüslerinde sıkıntı duyarak size gelenler hariç... Allah dileseydi onları başınıza musallat eder ve onlar da sizinle savaşırdı. Sizi yalnız bırakır, sizinle savaşmaz ve size barış önerirlerse Allah sizin onlara saldırmanıza izin vermez.
4:91 Hem sizinle hem kendi toplumlarıyla güven içinde durmak isteyen bir başka grup bulacaksınız. Ne zaman kargaşalığa çağrılsalar içine dalarlar. Sizi yalnız bırakmaz, barış yapmak istemez ve ellerini sizden çekmezlerse karşılaştığınız yerde onları öldürebilirsiniz. Böylelerine karşı size apaçık yetki verdik.
4:92 İnanmış bir kişi, kaza hali hariç inanmış birisini öldüremez. Kim bir inananı kazara öldürmüşse inanmış bir köleyi salmalı ve ölenin ailesine diyet ödemeli. Ancak diyetten vazgeçip sadaka olarak kabul ederlerse başka. Öldürülen, sizinle savaş halinde olan bir topluluğa mensup bir inanan ise, o zaman inanan bir köleyi salmalısınız. Ancak, maktul aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise ailesine diyet vermeli ve inanmış bir köleyi salmalısınız. Kim (gerekli parayı veya salacağı bir köle) bulamıyorsa, Allah tarafından tevbesinin kabul edilmesi için iki ay aralıksız oruç tutmalıdır. Allah Bilendir, Bilgedir.
4:93 Kim inanmış birisini kasten öldürürse yeri, sürekli kalacağı cehennemdir. Allah kendisine gazap ve lanet etmiştir. Ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.
4:94 İnananlar, Allah yolunda çarpışmağa çıktığınız zaman dikkatli olun. Size barış önerene, dünya hayatının geçici yararını gözeterek "Sen inanmıyorsun," demeyin. Çünkü Allah'ın yanında çok ganimetler var. Daha önceleri siz de onlar gibiydiniz; fakat Allah size lütfetti. Öyleyse iyice araştırıp emin olun. Allah yaptıklarınızdan Haberdardır.
4:95 İnananlardan geçerli bir özre sahip olmaksızın yerlerinde oturanlar ile mallarıyla canlarıyla Allah yolunda savaşım verenler bir olmaz. Allah mallarıyla, canlarıyla savaşım verenleri derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Allah hepsine güzellikler söz veriyor. Bununla birlikte, Allah savaşım verenleri oturanlar üzerine daha büyük bir ödülle üstün kıldı;
4:96 Kendi katından derecelerle, bağışlama ve rahmet ile... Allah Bağışlayandır, Rahimdir.
4:97 Kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken melekler: "Ne halde idiniz," derler. "Bizler yeryüzünde ezilmiş kimselerdik," diye cevap verirler. "Allah'ın yeri geniş değil miydi ki oralara göç edeydiniz," derler. Onların yeri cehennem. O ne kötü bir dönüş noktası.
4:98 Ancak, hiçbir çıkış yoluna gücü yetmeyen ve göç etmeye yol bulamayan erkek, kadın ve çocuk ezilmişler hariç.
4:99 Böylelerinin Allah tarafından affedilmesi umulur. Allah Affedicidir, Bağışlayandır.
4:100 Kim Allah yolunda göç ederse yeryüzünde barınacak çok yer ve bolluk bulur. Kim Allah'a ve elçisine göç etmek için evinden çıkar ve sonra kendisini ölüm yakalarsa, ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Bağışlayandır, Rahimdir.