بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
8:41 Ayırım gününde, iki ordunun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize ve Allah'a inanıyorsanız, bilin ki elinize geçen her ganimetin beşte biri Allah'ın ve Elçisinindir. Bu pay, akrabalar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışların hakkıdır. Allah her şeye Güç Yetirendir.
8:42 Hani siz vadinin beri yamacında, onlar da vadinin öte yamacında mevzilenmişti. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Bu karşılaşmayı siz kararlaştırsaydınız karşılaşma konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Oysa Allah, yapılması önceden planlanmış bir işi gerçekleştirmekte idi. Böylece, yok edilen, apaçık bir delille yok edilsin, yaşayan da apaçık bir delille yaşatılsın. Allah İşitendir, Bilendir.
8:43 Allah onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat Allah (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir.
8:44 Zamanı gelip kendileriyle karşılaştığınızda sizin gözlerinizde onları az gösteriyor, onların da gözlerinde sizi az gösteriyordu ki Allah önceden planlanmış işi gerçekleştirsin. İşler, sonunda Allah'a döner.
8:45 Ey inananlar bir ordu ile karşılaştığınızda dayanın ve Allah'ı çokça anın ki başarasınız.
8:46 Allah'a ve elçisine uyun, çekişmeyin, yoksa zayıflayıp gücünüzü yitirirsiniz. Güçlüklere karşı direnin. Elbette Allah sabredenlerle beraberdir.
8:47 Allah'ın yoluna engel olmak amacıyla, halka gösteriş yaparak yurtlarından çıkan o kendini beğenmişler gibi olmayın. Allah yaptıklarını çepeçevre Kuşatır.
8:48 Şeytan, işlerini onlara süslemiş ve: "Bu gün halktan kimse sizi yenemez, ben sizin yanınızdayım," demişti. İki ordu yüz yüze gelince de, topukları üzerine geri dönüp, "Sizinle bir ilgim yok, sizin görmediğinizi görüyorum ve Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çetindir," demişti.
8:49 İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar, "Bunları dinleri aldatmış," diyorlardı. Kim Allah'a güvenirse, kuşkusuz Allah Üstündür, Bilgedir.
8:50 İnkar edenlerin canlarını melekler alırken bir görseydin! Yüzlerine ve arkalarına (saldıran ve kaçan düşmanlarınıza) vuruyorlardı: "Tadın yakıcı azabı!"
8:51 "Bu, ellerinizin yaptığına karşılıktır. Allah elbette kullara zalim değildir."
8:52 Tıpkı Firavun'un yandaşlarının ve onlardan öncekilerin gidişi gibi... Allah'ın ayetlerini inkar ettiler. Günahlarından ötürü Allah da onları yakalayıp cezalandırdı. Allah Güçlüdür, cezası çetindir.
8:53 Zira, bir topluluk kendilerini değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği nimetleri değiştirecek değildir. Allah İşitendir, Bilendir.
8:54 Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.
8:56 Onlar, sen kendileriyle anlaşma yaptığın halde her defasında anlaşmalarını bozanlardır. Onlar erdemli davranmazlar.
8:57 Savaşta onları yakalarsan, onları arkalarındakilere ibret olacak şekilde darmadağın et. Belki ders alırlar.
8:58 Bir topluluğun ihaneti seni endişelendiriyorsa, sen de aynı şekilde (diplomatik ilişkiyi kesip) at. Kuşkusuz Allah hainleri sevmez.
8:60 Onlar için elinizden gelen kuvvet ve atlı birlikler (savaş araçları) hazırlayıp seferber edin. Böylece onlarla Allah'ın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak Allah'ın bildiği kimseleri caydırırsınız. Allah yolunda ne harcarsanız size tam olarak ödenir ve hiç haksızlığa uğratılmazsınız.