İbrahim - 14:42 Zalimlerin yapmakta olduklarından Allah'ı habersiz sanma. Onları sadece, gözlerin dehşetten donup kalacağı güne kadar ertelemektedir.
Gözlerin dehşetten donup kalacağı gün:
Mearic/70:43 O gün mezarlarından hızlı hızlı çıkarlar; kurban taşına sürülüyorlarmış gibi...
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْاَجْدَاثِ سِرَاعاً كَاَنَّهُمْ اِلٰى نُصُبٍ يُوفِضُونَۙ
Mearic/70:44 Gözleri dönmüş, kendilerini utanç sarmış olarak. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ ذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذ۪ي كَانُوا يُوعَدُونَ

İbrahim/14:42 Zalimlerin yapmakta olduklarından Allah'ı habersiz sanma. Onları sadece, gözlerin dehşetten donup kalacağı güne kadar ertelemektedir.
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَۜ اِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ ف۪يهِ الْاَبْصَارُۙ

Sebe/34:51 Korkuya kapıldıkları anı bir görsen; kaçamazlar; yakın bir yerden yakalanmışlardır.
وَلَوْ تَرٰٓى اِذْ فَزِعُوا فَلَا فَوْتَ وَاُخِذُوا مِنْ مَكَانٍ قَر۪يبٍۙ

Kamer/54:6 Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
فَتَوَلَّ عَنْهُمْۢ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ اِلٰى شَيْءٍ نُكُرٍۙ
Kamer/54:7 Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi...
خُشَّعاً اَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْاَجْدَاثِ كَاَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌۙ
Kamer/54:8 Çağırıcıya doğru koşarlarken, inkarcılar, "Bu zorlu bir gündür," derler.
مُهْطِع۪ينَ اِلَى الدَّاعِۜ يَقُولُ الْـكَافِرُونَ هٰذَا يَوْمٌ عَسِرٌ

Kalem/68:43 Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar sağlam iken secdeye çağrılmışlardı
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ وَقَدْ كَانُوا يُدْعَوْنَ اِلَى السُّجُودِ وَهُمْ سَالِمُونَ