Mearic - 70:17 Çağırır, sırtını dönüp gideni,
Kasıt; Allah'ın mesajına sırt çevirenler/mesajı red eden, yalanlayanlar:
Naziat/79:15 Sana Musa'nın tarihi ulaştı mı?
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ مُوسٰىۢ
Naziat/79:16 Rabbi, kutsal Tuva vadisinde ona seslenmişti:
اِذْ نَادٰيهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ
Naziat/79:17 "Firavun'a git; o azdı."
اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىۘ
Naziat/79:18 "Ona de ki: Arınmayacak mısın?"
فَقُلْ هَلْ لَكَ اِلٰٓى اَنْ تَزَكّٰىۙ
Naziat/79:19 "Seni Rabbine ileteyim de saygılı olasın."
وَاَهْدِيَكَ اِلٰى رَبِّكَ فَتَخْشٰىۚ
Naziat/79:20 Sonra O'na büyük bir mucizeyi gösterdi.
فَاَرٰيهُ الْاٰيَةَ الْـكُبْرٰىۘ
Naziat/79:21 Fakat o yalanladı ve karşı geldi.
فَـكَذَّبَ وَعَصٰىۘ
Naziat/79:22 Sonra, sırtını döndü, (aleyhte) çaba gösterdi.
ثُمَّ اَدْبَرَ يَسْعٰىۘ
Naziat/79:23 Toplayıp, ilan etti.
فَحَشَرَ فَنَادٰىۘ
Naziat/79:24 "Ben sizin en yüce rabbinizim," dedi.
فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ
Naziat/79:25 Sonunda, Allah onu ahiret ve dünya cezasına çarptı.
فَاَخَذَهُ اللّٰهُ نَكَالَ الْاٰخِرَةِ وَالْاُو۫لٰىۜ
Hud/11:90 "Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Kuşkusuz Rabbim Rahimdir, Sevendir."
وَاسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُٓوا اِلَيْهِۜ اِنَّ رَبّ۪ي رَح۪يمٌ وَدُودٌ
Hud/11:91 "Şuayb," dediler, "Senin söylediklerinin bir çoğunu anlamıyoruz. Üstelik biz, seni aramızda güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Senin bize karşı herhangi bir üstünlüğün yoktur."
قَالُوا يَا شُعَيْبُ مَا نَفْقَهُ۬ كَث۪يراً مِمَّا تَقُولُ وَاِنَّا لَنَرٰيكَ ف۪ينَا ضَع۪يفاًۚ وَلَوْلَا رَهْطُكَ لَرَجَمْنَاكَۘ وَمَٓا اَنْتَ عَلَيْنَا بِعَز۪يزٍ
Hud/11:92 Dedi ki: "Ey halkım, kabilem size göre Allah'tan daha mı üstündür ki O'na sırt çevirdiniz? Rabbim, sizin tüm yaptıklarınızı Kuşatandır."
قَالَ يَا قَوْمِ اَرَهْط۪ٓي اَعَزُّ عَلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِۜ وَاتَّخَذْتُمُوهُ وَرَٓاءَكُمْ ظِهْرِياًّۜ اِنَّ رَبّ۪ي بِمَا تَعْمَلُونَ مُح۪يطٌ
Müddessir/74:11 Bir birey olarak yarattığım kişiyi bana bırak.
ذَرْن۪ي وَمَنْ خَلَقْتُ وَح۪يداًۙ
Müddessir/74:12 Ona hem zenginlik verdim,
وَجَعَلْتُ لَهُ مَالاً مَمْدُوداًۙ
Müddessir/74:13 Hem de gözü önünde çocuklar...
وَبَن۪ينَ شُهُوداًۙ
Müddessir/74:14 Ona nimetler yağdırdım.
وَمَهَّدْتُ لَهُ تَمْه۪يداًۙ
Müddessir/74:15 Buna rağmen, daha fazlasını istiyor.
ثُمَّ يَطْمَعُ اَنْ اَز۪يدَۗ
Müddessir/74:16 Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
كَلَّاۜ اِنَّهُ كَانَ لِاٰيَاتِنَا عَن۪يداًۜ
Müddessir/74:17 Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
سَاُرْهِقُهُ صَعُوداًۜ
Müddessir/74:18 Nitekim o düşündü; ölçtü biçti.
اِنَّهُ فَـكَّرَ وَقَدَّرَۙ
Müddessir/74:19 Kahrolası, ne biçim ölçüp biçti.
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ
Müddessir/74:20 Kahrolası, gene ne biçim ölçüp biçti.
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ
ثُمَّ نَظَرَۙ
Müddessir/74:22 Sonra surat astı, kaşlarını çattı.
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ
Müddessir/74:23 Ve arkasını döndü; büyüklük tasladı:
ثُمَّ اَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَۙ
Müddessir/74:24 "Bu," dedi, "etkileyici bir büyüden başka bir şey değil."
فَقَالَ اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُۙ
Müddessir/74:25 "Bu sadece bir insan sözüdür."
اِنْ هٰذَٓا اِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِۜ
Müddessir/74:26 Onu Sakar'a atacağım.
سَاُصْل۪يهِ سَقَرَ
Müddessir/74:27 Sakar nedir bilir misin?
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سَقَرُۜ
Müddessir/74:28 Ne bırakır, ne de yüklenir,
لَا تُبْق۪ي وَلَا تَذَرُۚ
Leyl/92:14 Ben sizi alevli bir ateşe karşı uyardım.
فَاَنْذَرْتُكُمْ نَاراً تَلَظّٰىۚ
Leyl/92:15 Oraya talihsiz olandan başkası girmez.
لَا يَصْلٰيهَٓا اِلَّا الْاَشْقٰىۙ
Leyl/92:16 O ki yalanladı ve sırtını döndü.
اَلَّذ۪ي كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ
Leyl/92:17 Erdemli ise ondan uzak tutulacaktır.
وَسَيُجَنَّبُهَا الْاَتْقٰىۙ
Bakara/2:101 Yanlarındakini doğrulayan bir elçi Allah tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, Allah'ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...
وَلَمَّا جَٓاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَر۪يقٌ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَۗ كِتَابَ اللّٰهِ وَرَٓاءَ ظُهُورِهِمْ كَاَنَّهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Mearic/70:15 Hayır, o alevli ateştir.
كَلَّاۜ اِنَّهَا لَظٰىۙ
Mearic/70:16 Yakmak için isteklidir...
نَزَّاعَةً لِلشَّوٰىۚ
Mearic/70:17 Çağırır, sırtını dönüp gideni,
تَدْعُوا مَنْ اَدْبَرَ وَتَوَلّٰىۙ
Müminun/23:66 Size ayetlerim okunuyordu da ardınıza dönüyordunuz.
قَدْ كَانَتْ اٰيَات۪ي تُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ عَلٰٓى اَعْقَابِكُمْ تَنْكِصُونَۙ
Müminun/23:65 Yakınmayın; bu gün tarafımızdan hiç bir yardım görmezsiniz.
لَا تَجْـَٔرُوا الْيَوْمَ اِنَّكُمْ مِنَّا لَا تُنْصَرُونَ
Müminun/23:64 Varlıklılarını cezaya çarptığımızda, yakınmaya başlarlar.
حَتّٰٓى اِذَٓا اَخَذْنَا مُتْرَف۪يهِمْ بِالْعَذَابِ اِذَا هُمْ يَجْـَٔرُونَۜ
Ayetin Sorularına Git